Fonksiyonel: İşlevsel. Fonksiyonları inceleyen.
Form: Şekil, biçim.
Fötr: İnce ve yumuşak keçe gibi kumaş, bu kumaştan yapılacak şapka.
Frak: Resmi törenlerde erkeklerin giydiği, belden, dikişli, yandan uzun etekli, arkası yırtmaçlı takım elbise.
Gaze: Üstten çekilen üst dikiş. 0.5 veya 0.7 cm’dir.
Gradasyon (serileştirme): Konfeksiyon kalıplarının sistematik küçültülüp büyütülmesi.
Gereç: Yapılacak işin gerekli malzemesini meydana getiren malzeme.
Girişimci: Özel bir mesleki alanda tüm riskleri göz önüne alarak o alanda kendi çıkarları için kullanan kişidir.
Güvez: Koyu mora yakın kırmızı.
Grej: Ham ipliğe verilen ad.
Grogren: Kolay bükülmeye elverişli, kalın bit tür kenarsız şerit.
Haute-Cauture: İnce dikiş ısmarlama, özel dikiş, el işçiliği (yüksek moda, yüksek dikiş)
Ham: İşlenmemiş, tabi halde bulunan.
Harç: Giysilere süs için dikilen hazır şerit.
Haroşo: Düz örgünün (trikonun) tersine verilen ad.
Hazır Giyim: bir modelin standart ölçülerde ve çeşitli bedenlerde, çok sayıda seri olarak hazırlanan giysilerdir.
Hedef Kitle: Ürünlere ve hizmetlere ortak talepleri ve ihtiyaçları olduğu gibi tespit edilen müşteri grubu.
İlke: Prensip.
İlmikleme: Eğreti düğümle bağlamak.
İlmik: Eğreti düğüm.
İmge: Hayal, düş.
İnterlock (Enterlok): Çok iplikle yapılan trikolara verilen ad.
İhracat: Bir ülkenin tarım ve endüstriyel ürünlerini başka ülkelere satma olayı.
İthalat: Bir ülkeye başka ülkelerden alınan malların tümü, dışalım.
İstihdam: Bir görevde, bir işte kullanma.
İşlem: Bir işi sonuçlandırmak için gereken evrelerden geçirme.
İşlem Basamakları: İşlemin belirli bir sisteme göre ayrılmış en küçük parçasıdır.
İzole: Yalıtılmış, tecrit edilmiş.
Jartiyer: Çorap bağı.
Jakar sistemi: Değişik iplerden desen oluşturma.
Jabo: Erkek gömleklerinin göğüs bölümlerini örtmek için takılan muslin ya da dantel kumaştan yapılan giyim öğesi. Kadınlar için aynı türden yakaya tutturulan ve göğüs üstüne düşen süs eşyası.
Jarse: Esnek dokunmuş ipekli veya yünlü kumaş.
Jumper: İçine bluz giyilen, kolsuz, yakasız etek elbise.
Jup: Giysi altına giyilen iç etek.
Kalot: Şapkanın tepe bölümü.
Kap: Kadınların giydiği kolsuz üstlük.
Kapişon: Bir çeşit başlık.
Kapitone: İçi pamuk ya da yün vatka ile doldurularak dikilmiş, döşemelik ya da giyim eşyası yapımında kullanılan desenli işlemeli kumaş.
Kaytan: pamuk ya da ipekten yapılan sicim, ili sapı birbirine birleştirilen bağ.
Kavadora: Kol evi (kol oyuntusu).
Kavis: Hafif eğri çizgi, yaya benzer çizgi yay, eğmeç.
Keçe: yapağıdan yapılan kaba kumaş.
Kılıptan: Pirinç, bakır, kalay gibi madenlerden çekilerek gümüş ve altın yaldız kaplanmış saç gibi ince madeni iplik.
Kitle Modası: Yüksek miktarlarda seri olarak üretilen ve uygun fiyatlara satılan ve tüketicinin çoğunun satın aldığı ürünler.
Konfeksiyon: Ölçülere göre seri halde yapılıp satılan hazır giyim eşyası.
Korse, Korsa: Gövdeyi dik ve toplu tutmak için balina veya lastikli yarım veya bütün gömlek.
Klasik: Uzun bir süre boyunca modanın temel ihtiyaçları ve genel kabulleri içerisinde kalmayı başarmış tasarım veya stildir.
Kulisan Kemer: Tünel şeklinde yapılıp içinden kordon veya lastik geçen kemer.
Kuşlu Kol: Bedenle birlikte biçilen japone kollarda kolun alt kısmına hareket rahatlığı vermek için konulan parça, kup.
Koleksiyon: Tasarımcı veya üretimcinin özel bir sezon için sunumudur.
Kontrsans: İpliklerin balık sırtı şeklinde karşılıklı gelmesi.
Konç: Ayağa giyilen şeylerin aşık kemiğinden yukarı olan bölümü (çorap koncu, çizme koncu)
Kontur: Çevre çizgisi.
Kompleks: Karmaşık, Çözümü güç olan.
Kombine: Tertip etmek, birleştirmek, kendisinde toplamak.
Koza: Olgunlaşmamış pamuk meyvaları. Beyaz pamuk lifleri kaplıdır. İpek böceği larvaları kuşatan yapı.
Korsa: Karnı belli etmemek, beli inceltmek gibi güzellik ya da sağlık amacıyla kullanılan balinalı, lastikli vücudu saran iç giysi.
Korsaj: Gövdeyi kaplayan kadın giyeceği.
Korsaj Kemeri: Yarısı belden aşağı yarısı belden yukarı beli sıkıca saran geniş kemer veya kup. Kontrol: Bir işin doğru, düzenli yapılıp yapılmadığını inceleme ve denetleme işlemi.
Konsept: Anlayış, görüş, düşünce.
Kota: Bir ülkeye kontenjan sisteminden ithal edilecek malların çeşitlerini ve çeşit oranlarını ve miktarlarını gösteren liste.
Kurdela: Giysileri süslemek ya da bir şeyi bağlamakta kullanılan şerit.
Kukuleta: Yağmurda, soğukta başa geçirilen, giysiye dikili ya da eğreti başlık.
Kruvaze: Ön parçaları birbiri üstüne binecek şekilde kesilmiş.
Lame: Dokusunda gümüş tel bulunan kumaş ya da maden parlaklığı verilmiş deri.
Lif (bitki telleri): Dokuma maddelerinin, endüstride kullanılmaya elverişli en ilkel şekline verilen ad.
Lurex: Simli parlak kumaşlara verilen ad.
May: Örme kumaşlarda 1 cm içindeki dikine ilmek sayısı.
Marka: Bir satıcının ürün, mal, ticari değer veya hizmetlerini diğer satıcılarınkinden ayıran bir isim, resim, terim, sembol veya herhangi başka bir özelliktir.
Marka Denkliği: İyiniyet ve olumlu etkilerin birikimi; müşterilerin, dağıtıcıların ve satıcıların bir markanın rekabeti ile ilgili sahip oldukları düşünce ve duyguların değeri.
Marka İmajı: müşterilerin ürünle özdeşleştirdikleri anlam veya müşterilerin üründen anladıklarının toplamı.
Marka Kişiliği: Bir marka ile çağrışımlandırılmış insani özellikler olarak; çağdaş, genç, entellektüel, tutucu, yaşlı gibi sıfatların markalara taşınmasını açıklar.
Marker Yapma İşlemi: İşaretleme yapma.
Mamul: Yapılmış, işlenmiş.
Manşet: Gömlek vb giysinin kenarına geçirilen ve üste giyilen giysinin kolundan dışarı çıkan giysi parçası.
Manşon: Elleri soğuktan korumak için içine sokularak soğuktan koruyan kürk vb muhafazalık. Tekstil makinesinde bir bölüm.
Metalik: Maden gibi, madensi.
Materyal: Malzeme, bir işin meydana çıkması için gerekli her şey.
Mekanik: Kafa yormaksızın elle veya makine ile yapılan.
Muflon: Pardesü içine geçirilen yünlü astar.
Moda: Süs, giyecek, mobilya, vb.nin kullanılış ve biçimini geçici olarak düzenleyen kural. (belirli zamanlarda çeşitli alanlarda meydana gelen, kitleler tarafından benimsenen, tutulan tenilik vestillerdir.)
Moda Akımı: Modanın ilerlediği yön.
Moda Çevresi: Moda üreten ve moda pazarlayan herhangi bir tekstil ve hazır giyim kuruluşunun içinde bulunduğu ortam.
Moda Pazarlama: Moda endüstrisi kapsamında, herhangi bir moda organizasyonunda, ürünlerin üreticiden son kullanıcıya akışıyla ilgili düşünülebilecek her türlü aktivitenin toplamıdır.
Moda Trendleri: Gelecekte moda ürünlerinin alacakları son şekli tasarım ve renk olarak kavratmayı sağlar.
Model: Bir şeyin gereğinde çoğaltılarak ya da büyütülerek yapılması amacı. (resme yapılan nesne)
Modernizasyon: Çağdaş anlayışa uydurma işlemi.
Mostra: Klapa.
Mozaik: Yan yana konulan ve bir harçla duvara tutturulan, küçük ölçülü, renkli taş, cam ve seramik parçalarıyla bir yüzeyi kaplayarak yapılan resim tekniği.
Muare: Hareli kumaş. Otomatik: bir yerine dokunmakla ve ya vakti gelince kendi kendine işlemeye başlayan.
Örmecilik: Tek ya da çok ipliklerin yan yana ve üst üste birbirleri ile ilmek bağlantıları yaparak bir tekstil yüzeyi elde etme taktiği.
Panama Şapka: Bir tür hazır şapka.(özel dokunuşlu bir kumaş türü).
Papirüs: Papirüsgillerden Nil kıyılarında yetişen bir bitki.
Pafta: Kalıp çıkarmaya yarayan, üzerinde değişik model ve ölçülere göre hazırlanmış kalıp giysileri olan bir giysi haritası.
Pazarlama: Kişilerin ve örgütlerin amaçlarına uygun biçimde değişimini sağlamak üzere malların ve hizmetlerin, düşüncelerin yaratılmasını, fiyatlandırılmasını ve dağıtımını ve satış çabalarını planlama ve uygulama sürecidir.
Pastal Resmi: Bütün üretim kalıplarının dış çizgilerinden elde edilen belirli bir sistemde bir veya daha fazla bedende yerleştirilen kesim rehberidir.
Pens Derinliği: Pensin içinde yer alan, toplama katlama payı.
Peş: Kimi giysilere bolluk sağlamak için yanlarına eklenen kumaş parçası.
Petti-cote: Süslü iç eteği, iç gömleği, jüpon.
Prens de Gall: Galler prensi. Günümüzde kareli dokunmuş bir kumaş adı.
Pus: Örme tüp kumaşları dokuyan makinanın yarı çapı. 1 pus = 1 inç = 2,54 cm.
Pli: Giysilerde süs olarak yapılan kumaş kıvrımı.
Plikaşe: birbirine bakan iki pli.
Plisolay (Güneş pili): Güneş ışıkları gibi bir noktadan çıkıp genişleyen, kloş biçimi kesilmiş kumaşa yapılan pli.
Pres: Baskı(aleti)
Prototip: üretime geçmeden önce giysinin onaylanması için örenğinin sunumu.
Raport: Kumaş üzerinde görülen desen tekrarı.
Rayon: Suni ipeklere verilen ad.
Renk Kartları: Moda sektöründe, renk seçimine yardımcı olmak için tekstil imalatçıları tarafından mevsime özgün olarak hazırlanan materyallerdir.
Renk Çemberi: Birbirini tamamlayan veya birbirine zıt renkleri görmek için kullanılan materyaldir.
Retuş-Rötuş: Düzeltme.
Reyon: Tek bir ürün sınıflaması ya da faaliyetiyle sınırlandırılan mağazadaki ayrı bir bölüm.
Rule-Rulo: Sarıp kıvırmak, boru gibi sarmak.
Ruff Yaka: Boyun çevresinde yelpaze gibi dolanan, kolalı yaka.
Rüküş: Gülünç giyimli ve süslü.
Sanayi: Hammaddeleri işlemek ve değerlendirmek amacıyla yapılan işlem ve kullanılan araçların tümü, endüstri.
Sanforizasyon: Kumaşlara çekmezlik özelliği kazandıran işlem.
Sembol: Bir şeyi anlatan, simgeleyen belirti. Soyut bir düşünceyi anlatan simge.
Simetri: Bir cismin veya şeklin iki tarafının bir eksene göre birbirinin aynı olması.
Skala Seçenekleri: Derece, ölçme, bölüştürme.
Spezifikation (spesifikasyon): Kumaşların teknik özelliklerini gösteren tabela, liste. Kalite 1 cm deki atkı, çözgü sayısı, eni, boyu, ağırlığı, iplik numarası.
Stabil: Durağan. 1-Düz durma 2-Sağlamlaştırma.
Stabilize: Dengelemek, tespit etmek, mahkum kılmak.
Stil: Bir özellik, farklı bir artistik vurgu veya sunumdur.
Silüet: Bir giysinin taslağı ya da biçimidir.
Stilizasyon: Üsluplaştırma yalınlaştırma işlemi.
Süprem: Düz dokunmuş örme kumaş.
Süzmesür: İnce dikiş, sipariş ve ısmarlama dikiş, el işçiliği.
Standart: Belirli ölçülerde kullanımıma uygun olan, tek biçim.
Sponsorluk: Kişilere ve firmalara parasal ve organizasyon desteği vermeye ve firma imajını güçlendirmeye ve değişik yönlerden geliştirmeye yönelik bir reklam, halkla ilişkiler ve pazarlama uygulamasıdır.
Şardonlama: Tarama,tüylendirme.
Soket Çorap: Bilekte katlanan kısa çorap.
Tall: Uzun.
Tarak: Dokuma tezgahlarında dişleri arasından karışık ipliklerin geçtiği alet.
Tasarım: Göze ilk çarpan görsel algının zihinde bıraktığı etkidir.
Tasarımcı: Oluştucu gücünü bilgi, deneyim ve sezgileriyle birleştirerek, her türlü soruna ve çözüm önerilerine farklı bir biçimde bakabilmektir.
Teknik: Yalnız bir sanata, birime ait olan usul, tarz, hareket tarzı.
Teknoloji: Bir endüstri koluyla ilgili yapım yöntemlerinin aygıtlarının incelenmesiyle oluşan bilgi kolu.
Tekstil: Dokuma, dokumacılık.
Temel: Ana, esas.
Tığ: Dantela veya yün örnekta kullanılan ucu çengelli kısa şiş. Tirol
Şapka: Tüylü bir şapka.
Trençkot: İçi astarlı su geçirmez pardesü, yağmurluk.
Tunik: Diz boyunda veya dizden biraz yukarıda uzun ceket veya bluz.
Tül: Pek ince, gözenekleri köşeli pamuk veya ipekten dokuma.
Türban: bir çeşit yumuşak kumaştan yapılmış kenarsız kadın başlığı.
Triko: Örülerek yapılmış kumaş.
Trikotaj: Örgü kumaş ve eşya yapımı.
Trend: Öngörme ajansları moda tasarımcılarına modadaki renk, kumaş ve şekil değişiklikleri hakkında objektif olarak erken rehberlik sunumları.
Twinset: İkiz, eşit, çift. İç dış birlikte giyilen bluz ve hırka.
Üretim: Ürün sağlama işi.
Ürün: Pazar yerinde takdim edilen, ihtiyacı karşılayabilen her şey.
Vatka: Giyside omuzu besleyen pamuk.
Verev: Bir köşeden karşı köşeye doğru kesilmiş, katlanmış olan.
Volan: Giysilerde yapılan kumaş veya dantelden süs, garnitür.
Vual: Dantel yada ipekten yapılmış ince kumaş.
Yazma: Elle üstü desenlendirilmiş, elle yazılmış yazma kitap.
Yekpare: Tek parça.
Yedirmek: Dikişte fazlalığı azar azar dağıtarak gidermek.
Yırtmaç: Bazı giyimlerde hareketi kolaylaştırmak için yapılan açıklık.
Zarif: Biçimi, durumu, çekiciliği ya da davranışları ile ince bir duygu gösteren, hoşa giden.
Agraf: Karşılıklı uçları tutturmaya yarayan çengelli ve yuvarlak iki parçadan oluşan madeni veya plastikten yapılabilen gereç.
Aksesuar: Kadın giyiminde giyim kuşamı bütünleyen ayakkabı, çanta, kemer, çorap vb. eşya.
Anatomi: Organlı varlıkların yapısıyla, biçimini ve bu yapıyı oluşturan çeşitli organlar arasındaki ilişkileri inceleyen bilim.
Anform Kemer: Vücudun şekline göre belden aşağı yapılan kemer.
Anorak: Kış sporlarında giyilen koruyucu nitelikte bir ceket.
Aplike: Giysi parçalarının üstüne tutturulan, dikilen veya yapıştırılan amblemler, kesilmiş kumaş şekilleri, figürler veya motifler.
Araç: Aygıt, alet.
Arma: Üzerine nakış işlenmiş kenarlıklı, kesip çıkarılmış resim, yama, rütbe işaretleri ya da rozet. Astarlamak: Bir giysinin iç kısmını gizlemek, korumak, süslemek amacıyla ince kumaş geçirme işlemi.
Atelye: Yaparak, yaşayarak öğrenilen işlik.
Beynelminel: Uluslararası, enternasyonel.
Biye: Kenar temizleme, dikiş örtme ve süsleme amacıyla bant geçirme. (giysilerin yaka, etek gibi kenarlarına kumaştan çevrileren ek parça)
Bordür: Etek, kol ve yaka kenarlarına konulan şerit.
Bone: düz ya da kıvrımlı her türlü yumuşak kumaş vb maddelerden yapılan başlık.
Boy iplik: Kumaşın boyunu meydana getiren çözgü ipliktir.
Butik: Genellikle kısıtlı miktarlarda yüksek fiyatlı, yeni modayı sunan, küçük oldukça uzmanlaşılmış giysi ve aksesuar mağazası.
Büküm: Bükmek eylemi, bir şeyin bükülmüş yeri.
Bluzan: Kalça üzerinde dökümü olan, bir korsajla kalçaya oturmuş bluz.
Çağdaş: Aynı çağda yaşayan.
Çarliston: Ayak ve diz kapakları hareketleri fazla yapılan bir tür dans.
Çedik: Eskiden mest üstüne giyilen sarı pabuç.
Çıkrık: Sarma makinası.
Çıtlatmak: Kesmek. Çözgü: Kumaşın boyunu meydana getiren iplikler.
Dantel: Her türlü iplikle örülen ince ağımsı örgü.
Defo: Özür. (kumaşlarda hatalı kısımlar)
Dekolte: Boyun, omuz, göğüs ve arkanın bir bölümünü açıkta bırakan kadın elbisesi.
Desen: bir kumaşı süsleyen çizgi, çiçek gibi şekillerin bütünü.
Denim: Blue jeanslara verilen diğer isim.
Degaje Yakalar: Yakanın ön kısmında kumaşın yumuşak düşüşler yaptığı, bolluklu yaka şekli.
Detay: Ayrıntı. Diagonel: Kenarlarına oranla eğrilemesine dokunmuş kumaş.
Direnç: Karşı koyma. Dizayn: Zihinde kurmak, resmetmek, model yapmak.
Doku: Materyalin görüntüsü ve hissidir.
Dokumak: Tezgahta ipliği, çözgü ve atkı halinde kullanarak kumaş haline getirmek.
Dore: Altın varak, yaldız, sim ve sırma ile işli dar bağlanmış deri, kumaş vb.
Dökar: 2/4, yani yarım manto veya pardesü.
Döpiyes: İki parçalı kadın giysisi.
Drape: Giysilerin çeşitli yerlerinde, kumaşı döküntülü bırakarak şekil verme.
Duble Etmek: Üst kumaşın esnemesini önlemek, netleştirmek ve kalınlaştırmak için giysilerin iç kısmına geçirilen kumaşla dikilen astar.
Durop: Bedenlerin kendi bünyesinde yapılan değişiklik.
Dubl Fas (Double Face): Çift katlı, çift yüzlü kumaşlara verilen ad.
Düğümlemek: Düğüm yapmak, düğüm yaparak bağlamak.
Elastik: Yumuşak, esnek.
Elyaf: Lifler, teller
En İplik: Kumaşın enini meydana getiren atkı iplikleri.
Endüstri: Sanayi.
Epolet (Vatka): Giysilerin omuzlarını daha geniş ve dik göstermek için pamuk ve ya süngerden yapılmış bir çeşit yastık.
Estetik: Güzeli ve onun üzerimizdeki etkilerini konu yapan bilgi, sanatın ne olduğunu, niteliklerini ve insanların diğer etkinlikleriyle olan bağlantılarını tanımlamaya çalışan felsefi disiplin.
Eşantiyon: Ticarette örneklik eşya.
Eşofman: Spor hareketleri sırasında giyilen, pamuklu kumaştan iki parçalı giysi.
Etol: Kürk, fantezi kumaş vb. yapılmış uzun omuz atkısı. Genellikle gece giysilerinin üzerine alınır.
Faktör: Etki yapan, etken, etmen.
Fason: Terzini belli bir ölçü ve modele göre kumaşa biçim vermek için yaptığı iş, kesim.
Farba: Giysi etrafına geçirilmiş süs.
Fayn (Fine): Örme kumaşlarda enine sıklık (ince ve sık olanı en iyisi)
Fermuar: Giysi, çanta ve bu gibi yerlerde kullanılan karşılıklı dişler ve bunların üzerinde yürüyen kapatıcıdan oluşan düzene verilen ad.
Figür: Resim ve heykel sanatından insan ve hayvan biçimleri.